Kadın Cinayetleri
Kadın hakları platformlarının verdiği bilgiye göre, Türkiye’de her gün neredeyse bir kadın öldürülüyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na göre, Temmuz ayında 31 kadın cinayeti yaşandı. 2019’un ilk 7 ayında ise 245 kadın erkekler tarafından öldürüldü.
Gündemden düşmeyen bu sorunu uzmanlara sorduk: Türkiye’de kadın cinayetleri neden önlenemiyor?
Kadın hakları savunucuları, kadın cinayetlerinin önlenebilmesi için siyasi iradenin, adli makamların ve kolluk kuvvetlerinin yetersiz kaldığını belirtiyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinde (ŞÖNİM) emniyet birimleri ile irtibatı sağlamak üzere polis memurlarının bulunduğunu anlatan Soylu, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı arasında 19 Nisan 2016 tarihinde imzalanan protokol kapsamında elektronik kelepçe uygulamasının pilot illerde devam ettiğine dikkati çekti.
Bakan Soylu, şunları ifade etti:
“2018 yılının ilk 4 ayında 6284 sayılı Kanun kapsamında 51 bin 361 kadının müracaatı alınmış, 27 bin 400 şiddet mağduru kadın hakkında koruyucu tedbir, 37 bin 147 şiddet uygulayan erkek hakkında ise önleyici tedbir kararı verilmiştir. Ayrıca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı konukevlerine yerleştirilmek üzere kadına ve beraberindeki çocuğa yönelik olarak 5 bin 517 barınma yeri tedbir kararı alınmıştır. Toplumsal farkındalığın ve başta güvenlik güçlerimiz olmak üzere devlet kurumlarına olan güvenin arttırılması, elektronik kelepçe uygulamasının yaygınlanlaştırılması, personele yönelik verilen eğitimler ile 6284 sayılı Kanun kapsamında polis ve jandarmamız tarafından zamanında ve etkin koruyucu/önleyici tedbirlerin alınması sonucunda 2017 yılı ile 2018 yılının ilk 4 ayı mukayese edildiğinde polis sorumluluk bölgesinde, şiddet kaynaklı kadın ölümlerinde yüzde 39 azalma olduğu görülmüştür. Çalışmalarımızın olumlu netice vermesi umut verici olmakla birlikte kadına şiddet tamamen ortadan kalkmadan elbetteki hiçbir istatistik bizim için memnuniyet verici olmayacaktır.”
Kadına yönelik şiddetle mücadelede farkındalığı artırmak amacıyla düzenlenen konferans ve eğitimler hakkında bilgi veren Soylu, bu sorunun toplumun bütün kesimlerinin katılımıyla çözülebileceğini vurguladı.
Saldırgan davranışlar hangi durumlarda ortaya çıkar?
Şiddet eğilimindeki artışla birlikte ortaya çıkan saldırgan davranışlar;
Genellikle evli kadın ve erkekler arasında görülür ve bu durum aile içi şiddetin yaygınlaşmasında büyük rol oynar.
Bireyin hayatında yakın zamanda meydana gelen büyük değişikler strese ve iç gerilime neden olabilir. Bu doğrultuda gelişen içsel baskı hissi, öfke ve dürtüsellik gibi durumlar şiddet içeren davranışların ortaya çıkma riskini artırır.
16-25 yaş arası erkek bireylerin fazlaca bulunduğu ortamlarda saldırgan davranışların ve şiddet olaylarının gelişme riski daha yüksektir.
Bireyin ruhsal gerilimini artıran olay ve kişiler, tehdit veya baskı altında olma durumu, can güvenliğinin tehlikede olması gibi koşullar da şiddet eğilimini artıran önemli noktalar arasında yer alır.
Kadın Dayanışma Komiteleri’nden çağrı: Eşitlik ve Özgürlük için ‘kadınların’ kararlarını yazıyoruz

Kadına yönelik şiddete hayır!
Türkiye’de ve tüm dünyada artan kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin kökeninde sömürü düzeni vardır. Aile içi şiddet ve istismar sürerken ailenin kutsallığını dilinden düşürmeyen siyasetçiler vardır. Adalet sağlayamayan hukuk sistemi vardır. Çalışma rejiminin patronların çıkarları için kuralsızlaştırılması vardır.
Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini engellemek için siyasi iktidarın sığındığı aile kurumunun güçlendirilmesi politikaları iki yüzlüdür. Kadın cinayetlerinin önemli bir bölümü örf ve adetler gerekçe gösterilerek işlenmektedir.
Çalışma yaşamında eşitlik için mücadeleye!
Kadınlar eğitim düzeylerindeki yükselmeye rağmen erkeklerden belirgin olarak daha az istihdam ediliyor. Eşitsizlikler daha iş görüşmelerinde başlıyor, kadınların medeni halleri, çocuk sahibi olma durumları işe alınıp alınmayacaklarında belirleyici oluyor. Gebelik ve süt izinleri bahanesiyle kadınların mesleklerinde ilerlemeleri engelleniyor. Aynı eğitim ve niteliklere sahip oldukları halde aynı işi yapan kadınlara erkeklerden daha az ücret veriliyor. Ekonomik krizlerde önce kadınlar işten çıkarılıyor.
Kadınlar düşük ücretleri ve işsizlikle tehdit edilmeyi kabul etmiyor ve haykırıyor.
Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan bu ülkenin kadınları geleceğini ne emperyalizmin çözüm önerilerine ne de yozlaşmış siyaset alanına bırakacaktır. Bu ülkenin kadınları kendi geleceklerini kendileri belirleyecek, bunun için mücadeleden vazgeçmeyecektir. Üstelik yalnızca şiddet ile değil, topyekün gericilikle, emeklerini çalanlarla, eğitim hakkını gasbedenlerle, eşitsizlikten nemalananlarla mücadele edecek, mutlaka kazanacaktır. İstanbul Sözleşmesi’nden korkanların karşısına, nasıl bir ülke kuracağımızı gösteren kararlarımızla çıkmanın zamanıdır.
Eşit ve özgür yarınların kurulması için omuz ver, birlikte kazanalım!
Seferihisar Kadın Dayanışma Komitesi
KAYNAK,GETTY IMAGES Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu